İstanbul Modern, yeni müze binasının mimarı Renzo Piano’yu ağırladı
İstanbul Contemporary Yönetim Kurulu Lideri Oya Eczacıbaşı, dünyanın önde gelen kültür sanat kurumları ve müzelerinin tasarımında imzası bulunan Renzo Piano ile birlikte basın toplantısı düzenledi.
Oya Eczacıbaşı, “Bugün müze mimarisinin en önemli isimlerinden biri olan Renzo Piano, İstanbul’da uluslararası sanat çevrelerinin ilgisini çekecek ve bu eşsiz şehrin değerini yansıtacak bir müze binası kurma hayallerimize ortak oldu. Kendisiyle ilk olarak Eylül 2014’te Cenova’daki ofisinde görüştük. İstanbul Modern’in geleceğine dair hayallerimizden bahsederken onun da bizim kadar heyecanlı olduğunu görmek umut verici ve mutluluk vericiydi.”
“ÖNCELİKLERİMİZDEN BİRİ TÜRK SANATINI DÜNYADAN GELEN ZİYARETÇİLERE TANITMAK”
Yeni müze binasıyla İstanbul Çağdaş için yeni bir dönemin başladığını vurgulayan Eczacıbaşı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeni müze binamızda yolculuğumuza başlarken hem sanat dünyasına hem de ziyaretçilerimize karşı sorumluluğumuz daha da artıyor. Gelecek için önceliklerimizi ‘kadın sanatçıların üretimini ve görünürlüğünü artırmak, çocuklara ve gençlere yönelik sanat eğitiminin içeriğini ve mekansallığını artırmak ve yeni binamızla dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere Türk sanatını tanıtmak olarak sıralayabilirim. ‘.
‘HAVADA ASILI OLAN BİR ALAN TASARLADIK’
Yeni müze binasının tasarım süreciyle ilgili detaylar veren Renzo Piano, “Bu bina şu an İstanbul Boğazı’nın sularından sıçrayan bir deniz canlısı gibi. Yer çekimine meydan okuyarak yerden yükselen, bu sayede bir yanda deniz, diğer yanda park ve Orta Çağ’a uzanan Galata bölgesinin ortasında şeffaflığıyla dikkat çeken bir yapı inşa etmek istedik. Manzarayı engelleyen hiçbir şeyin olmadığı, havada asılıymış gibi bir mekan tasarlayarak çoklu uçaklar yarattık. Bu sayede projeye güçlü bir kalite daha katmayı önemsedik. Zemin katta ormandaki ağaç gövdeleri gibi derinlik hissi veren sütunlar yer alıyor. Birinci, ikinci katlara ve son olarak terasa çıkıyoruz, güneye baktığımızda Boğaz’ın sularıyla bütünleşen su havuzuna ve ışığın tanımladığı sonsuzlukla karşılaşıyoruz. Kuzeyde park ve şehir var. Burada şehrin tüm bileşenleri bir araya geliyor. Şehir tam olarak budur: Binaların, sokakların ve birbirine bağlı yerlerin birbiri ardına birliği, çoklu düzlemler oluşturan bir panorama.” (KÜLTÜR SANAT HİZMETİ)